Soy Ağacımız (ოჯახის ხე)
Soyağacımızın Tasarımı Mahmut BAYKAN amcaoğlumuz tarafından yapılmış olup çok kısa zaman için de yayınlanacaktır..... tüm gula ailmize önem ile duyrulur...

İşte bizim göç hikayemiz...

Tarihimizde 93 Savaşı da denen 1877-1878 tarihli Osmanlı-Rus savaşında;Ruslar,Kafkas Cephesinde Erzurum'u almış,Balkan Cephesinde ise Yeşilköy'e kadar ilerlemişler ve Başkent İstanbul'u da taciz etmeye başlamışlardı.Sadece,Kafkaslar'da halkın büyük yardımı ve Müşir Derviş Paşa komutasındaki Osmanlı kolordusunun kahramanca savunması sonucu ;Rus/Gürcü (Kartvel) ortak ordusu Acaristan'a girememişti. Osmanlı topraklarını tekbaşına Ruslar'ın almasını içine sindiremeyen batılı devletler, araya girerler ve bir anlaşma yaptırılır..Anlaşma ile tüm Balkanlar Osmanlı'nın elinden çıkar,Kafkaslar'da da Rus sınırı Doğubeyazıt'a kadar uzanır ve savaş süresince kahramanca savunulan Acaristan ile Kars,Ardahan "savaş tazminatı" olarak Ruslar'a terk edilir..Ruslar'ın sınırı bu şekilde Karadeniz'de de Hopa Kemalpaşa arasına yerleşmiş olur.

Bu bölgelerde Osmanlı kuvvetlerinin çeşitli şekillerde yok olması üzerine halk sahipsız kalır,asırlarca birlikte yaşadıkları Hırıstıyan komşularının saldılarına uğrarlar.Canlarını kurtarmak için bazı eşyalarını hayvanlarına,kağnılarına ve kızaklarına yükleyerek asırlarca yaşadıkları topraklarını terk ederler.Akınlarla gittikleri topraklardan perişan bir halde gruplar halinde İstanbul'a ve Anadolu'ya doğru göç ederler.Ancak yol uzun,doğa şartları kötüydü.Hastalıktan,açlıktan bir çoğu hayatlarını kaybeder.Yaşlılar ve bebek sahibi anneler kafilenin ilerlemesine engel olmamak ve düşman eline düşmemek için ölümü tercih ederler.Kendilerini veya çocuklarını sarp kayalardan aşağı atarlar veya azgın ırmaklara bırakırlar.Yiyecekleri kalmayan halk, ağaç kabuklarını,at gübresindeki tahılları yiyerek hayatta kalmaya çalışır.Zor şartlarda Osmanlı'ya ulaşabilenler de hoş karşılanmaz,kendilerine "Pis Muhacirler" diye hakaret edilir.Aslında Osmanlı halkı da yokluk ve yoksulluk içindedir.Uzun yıllardır devam eden savaşlar, bozgunlar halkı bıktırmış ve çalışma çağındaki insanını da kalmamıştır.."93 Muhaciri" de denen bu insanlar, Anadolu'un çeşitli yörelerine dağıtılırlar,oralarda yarıyacılık,çobanlık ve hizmetçilik yaparak hayatlarını sürdürürler.

Kafkaslar'da bilhassa Acaristan'da da durum daha da kötüydü.Anlaşma gereği Osmanlı kuvvetleri Batum ve Çürüksu'dan çekildikten sonra Rus/Kartvel ortak kuvvetleri,büyük zafer kazanmış edasıyle parlak törenlerle Acaristan'a girerler.Önce topraklarını kahramanca savunan halk liderlerini sorgulayıp yok ederler,sonra karşı gelen halka saldırır ve savaştaki eziklik öfkelerini tatmin için şehirleri köyleri kan gölüne çevirirler.Canlarını kurtarabilenler dağlara,ormanlara sığınır,insan avı buralarda da devam eder.Bir kısmı deniz yolu ile Karadeniz sahillerine,bir kısmı dağları aşarak Anadolu içlerine doğru kaçarlar,olanak bulamayanlar da esareti kabul ederek geri dönerler.


Türkiye'nin Kuzeydoğusunda Sınırdaş Bir Müslüman Türk Ülkesi Acaristan
Yazar:
Prof. Dr. Ramazan ÖZEY

Acarlar Kimlerdir?
Kartvel tarihi sayılan Kartlis Çkhovreba’nın ilk bölümünde; Acarlar’ın, Türkler’in atası olduğu öne sürülen Hz. Nuh (a.s.)’un oğlu Yafes’in oğlu Targam’ın 8 oğlundan 6.sı olan Eger (Eker ya da Açar/Acara)'den türemiş bir Türk kavmi olduğu anlatılır ve Kafkasların güney Karadeniz kıyılarında yaşadıkları belirtilir.
7. Yüzyıl Ermeni kaynaklarında ise, Karadeniz'in doğusundaki Kolkhid ile Eger ülkesinin aynı bölge olduğu ve bu bölge halkının dört boya ayrıldığı kaydedilir. Bu dört boyun adları ise; Manrelya (Megrel/Mingrel), Akriuge (Ekretika/Eker/Eger/Acar), Laviz (Lazik/Lazlar) ve Caniv (Çanik/Çanlar)'dir. Acaristan'ın daha sonraki yüzyıllarda, Egrisi adıyla anıldığı dikkati çeker.
Acarlar, Acarca dilini konuşurlar. Acarlar, tip olarak ve konuştukları dil bakımından kısmen Gürcülere benzerse de, önemli farklılıklar görülür. Batum ve çevresinde Acarca'nın Gurian lehçesi, Türkiye'ye sınır olan güney bölgesinde ise Karadeniz şivesi ile Türkçe konuşulmaktadır. Zaten bugün Acaristan’da yaşayan halkın 45 yaşın üstündekilerinin çoğunluğu, Türkçe bilmektedir.
Acaristan Neresidir?
Acaristan, Gürcistan Cumhuriyeti ile Türkiye arasında, Karadeniz sahili boyunca yer alan özerk bir cumhuriyettir. Ülkenin kuzeyi ve kuzeydoğusunda Gürcistan, batısında Karadeniz, güney ve güneydoğusunda ise Türkiye yer alır. Cumhuriyetin yüzölçümü 2911 km2 dir.
Acaristan'ın Tarihi Gelişimi
Acaristan, 732 yılında Abbasi halifesi II. Mervan zamanında, Gürcistan toprakları ile birlikte, Müslümanlar tarafından fethedilmiştir. Daha sonra sırasıyla Moğol, İran ve nihayet 1627'de Osmanlı hakimiyetine girmiştir. 3 Mart 1878'de Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması ile, Kars, Ardahan ve Batum (Evliye-i Selâse=Üç Vilayet) Rusya'ya bırakılmıştır. 13 Temmuz 1878'de ise, Berlin Antlaşması ile Batum ve havalisinin Ruslara bırakılması teyit edilmiş ve böylece Acaristan toprakları Ruslar'ın eline geçmiştir.
Rus hakimiyetiyle birlikte, Acaristan adeta sürgün yurdu olmuştur. 1879, 1921, 1929, 1945 yıllarında, büyük kitleler halinde Acarlar, anayurtlarından sürülmüşlerdir. Bu göçlerin en şiddetlisi, 2.Dünya Savaşı sonrası Stalin tarafından gerçekleştirilmiştir. Acaristan'da yaşayan tüm Müslüman Acarlar ile Hemşinler, Almanlar ile işbirliği yaptıkları gerekçesiyle, Kazakistan'a sürgün edilmişlerdir. Ancak bunların bir kısmı daha sonra, Müslüman Acar değil, Gürcü olduklarını kabul ederek anayurtlarına geri dönme imkanı bulmuşlardır.
3 Mart 1918 tarihinde, Brest Litovsk antlaşması ile, Acaristan toprakları yeniden Osmanlı hakimiyetine geçmiştir. Ancak 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi ile Osmanlı güçleri Acaristan topraklarından çekilmek zorunda kalmıştır. 24 Aralık 1918'de başlayan İngiliz işgali iki yıl sürmüştür. Temmuz 1920'de İngilizler bölge topraklarından çekilince, Acaristan topraklarına Gürcistan hükümeti el koymuştur. 16 Mart 1921'de Rusya ile Türkiye arasında Moskova Antlaşması imzalanmıştır. Antlaşma gereğince, 28 Mart 1921'de Türk kuvvetleri Acaristan'dan çekilmiş ve Acaristan toprakları Rusya Sovyet Cumhuriyetleri Birliği sınırları içine dahil edilmiştir. Gürcistan Devrim Komitesi, 16 Temmuz 1921'de Acaristan Özerk Sovyet Cumhuriyeti'nin kurulduğunu ilan etmiştir. 13 Ekim 1921'de yapılan Kars Antlaşması ile Batum ve havalisinin Gürcistan'a terk edilmesi teyit edilmiştir. Ancak Acaristan'daki Müslüman Acar halkının dini ve kültürel haklarının korunması için özerkliğe kavuşturulması temin edilmiştir.
Sarp Köyü ve Sınır Kapısı
Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya arasında 1921 yılında imzalanan Moskova Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi ile Türkiye-Acaristan sınırında ilginç olaylar yaşanmıştır. Bunlardan en ilginç olanı, Sarp köyünün bölüşümüdür. Antlaşma gereği Karadeniz sahilinde, Türkiye ile Rusya arasındaki sınır olarak, Sarp köyünün ortasından geçen dere esas alınmıştır. Antlaşma gereği olarak, Sarp köyünün, derenin kuzey yakasında yer alan mahalle ve sokakları Rusya'da, güney kesimindeki mahalle ve sokakları Türkiye'de kalmıştır.
1989 yılı öncesinde, bu köye yaptığımız inceleme gezilerinde, çok acı ve ibret dolu manzaralarla karşılaşmıştık. Köyün Türk kesiminde yer alan sokaklarda, şen şakrak oynayan çocuklar, sahilde balıkçı tekneleri ve balıkçılar görülürken, Rus kesiminde, Türk kesimine bakmaması için ters yönde kuzey yamaca doğru bakan ve genelde tek tip evlerden müteşekkil ve tek bir köpek havlamasının dahi duyulmadığı soğuk ve sessiz bir köy yerleşmesi görülüyordu.
Türk kesiminde yaşayan bir yaşlı teyzeden dinlediklerimiz ise, oldukça anlamlı ve düşündürücüydü. Sınır antlaşmasının uygulamaya konduğu akşam, kuzey mahallesinde oturan bir aile, güney mahallesindeki akrabalarına ailece ziyarete gelmişler. Ailenin çocuğu, akşam erken uyumuş. Annesi çocuğun uykusunu bölmemek için ertesi sabah götürürüm diye, gece çocuğu halasının evinde bırakmış. Ancak gece antlaşma yürürlüğe girince, sabah derenin her iki kenarında askerler dizilmiş ve köyün iki kesimi ile irtibatı kesilmiş. Çocuğun dahi karşıya geçmesine müsaade edilmemiş işte bu çocuk, konuştuğumuz yaşlı teyzeydi. Yıllar boyu anne ve baba sevgisinden yoksun olarak yaşamış olmasına rağmen, Türk kesiminde kaldığı için, bin kere şükrediyordu, yaşlı teyze. Neyse ki, 1989 yılından itibaren sınırdaki gerginlik hafifledi ve bugün geçmişin hasretliği geç de olsa giderilmeye çalışılmaktadır. Ancak köy hala iki ülke arasında paylaşılmış konumunu korumaktadır.
Anadolu'ya Göç
Tarihte 93 Harbi adı verilen 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı sonucunda, Osmanlı Devletinin yenilgiye uğraması, Kafkas tarihini derinden yaralamış ve Kafkas halklarının kaderini büsbütün etkilemiştir. Savaş sonrası, Rus Orduları tarafından, Kafkaslarda vahşet noktasını aşan bir katliam yapılmıştır. Rus katliamından kurtulabilmek için, yıllarca Anadolu'ya göç sürmüştür.
Bugün Anadolu'da Acarlar'ın yaşadığı bölgeler şunlardır, Artvin, Ordu, Sakarya, Bursa, Kocaeli, Samsun, Giresun, Bolu, Amasya, Balıkesir, Sinop, İstanbul ve Tokat'tır.
Acaristan'ın Doğal Şartları
Acaristan toprakları, Karadeniz'e olan dar kıyı şeridi hariç tutulursa, genelde dağlıktır. Acaristan'ın kıyı şeridin de, ocak ayı sıcaklık ortalamaları 5 ile 8 °C, Ağustos ayı ortalamaları ise 21 ile 23 °C arasında değişir. Acaristan'ın kıyı bölgesinde, astropikal bitki türleri yetişmektedir. Dağlık kesime doğru gidildikçe çam ormanlarına geçilir. Dağların daha yüksek kesimlerinde çayırlıklar hakimdir. Türkiye'den kaynağını alan Çoruh ırmağı, Acaristan sınırına girer ve Batum yakınlarında Karadeniz'e dökülür.
Acaristan’ın Nüfusu Ne Kadardır?
1995 yılı itibariyle, Acaristan Özerk Türk Cumhuriyeti'nin toplam nüfusu 400.000'i bulmaktadır. Bu nüfusun % 87,5ini (350.000) Acarlar teşkil etmektedir. Ayrıca ülkede 20.000 kadar Rus, 15.000 kadar Ermeni. Ülke toplam nüfusunun % 70'ı Müslüman, % 30'u Ortodoks Hıristiyan’dır. Müslümanların tamamı Hanefi mezhebine mensupturlar.
Acaristan’ın Yerleşim Birimleri
Başkenti Batum’dur. Batum şehri, 1980'de 124.000, 1983'de 129.000 idi. Bugün ise şehrin nüfusu 135.000'i aşmıştır. Batum şehrinin Türkiye sınırına olan uzaklığı 15 km kadardır Batum önemli bir sanayi şehri olduğu kadar, turizm şehridir. Şehrin bahçeleri ve caddeleri, çok güzel çiçeklerle süslüdür. Ticari amaç taşıyan çay bahçeleri, şehrin dışında kalır.
Acaristan'ın diğer önemli yerleşim birimleri, Sarpi, Kede, Kobuleti, Gonio, Adadzebi, Hulo, Şuahevi, Oktamberi, Kirnati, Helvaçauri, Çakvi, Tsihidziri, Çahati, Hıhadziri ve Mahikçiuri'dir. Ayrıca ülkede 240'ı aşkın köy yerleşmesi vardır.
Acaristan’ın Zenginlik Kaynakları
Ülkenin en önemli gelir kaynakları arasında çay yer alır. Bunun dışında, turunçgiller, avokado, tung ağacı, okaliptüs ağacı, bambu ağacı gibi astropikal bitki türleri de ülke ekonomisine katkıda bulunurlar. Ayrıca kısmen tahıl, mısır, pirinç ve pamuk ekimi de önemlidir. Yüksek kesimlerde ise, tütün tarımı ön plana geçer. Dağların yamaçlarında yer alan köy yerleşmelerinde, ceviz, ayva, kestane, incir ve kayısı bahçeleri yoğunluk kazanır. Hayvancılık, dağlık alanlarda önemli bir uğraşıdır.
Sanayileşme, sadece Başkent Batum çevresinde yoğunlaşmıştır. Mobilya, kereste, ayakkabı, yünlü dokuma, deri, gemi yapımı, gıda, ilaç, sigara gibi hafif sanayi tesisleri kurulmuştur. Azerbaycan-Baku petrollerinin boru hattıyla taşınarak rafine edildiği bir rafineri vardır.
Batum şehri, kıyıdan kuzey-güney doğrultusunda ve ayrıca Arsiyan dağları üzerinde yer alan Goderdzi geçidi yolu ile Gürcistan'ın diğer şehirlerine karayolu ile bağlantılıdır. Batum limanı, aynı zamanda bölgenin önemli bir limanıdır. Öte yandan, Batum; hem trankafkasya demiryolu bağlantısını kurar ve hem de şehirde yer alan hava alanı ile Sovyet Rusya'nın diğer şehirlerine havayolu ulaşımı bağlantısını sağlar.
Acaristan'ın kıyı kesimi, eskiden Sovyetler in ve Gürcistan'ın önemli tatil bölgelerindendi. Karadeniz sahili boyunca tatil evleri bulunmaktaydı. 1989 yılından itibaren başlayan bağımsızlık hareketleri neticesinde, ülkenin turizm etkinliği kısmen zayıflamıştır. Kıyı boyunca yer alan Astropikal çiçekli bitki türlerinin süslediği bahçeler, çam ormanlarıyla örtülü dağlar ve Çoruh ırmağı kıyısında 1547'de Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırmış olduğu Gonio Kalesi görülmeye değer yerlerdir.
Ülkenin Türkiye olan ilişkisi çok önemlidir. Çünkü, ülke topraklarının güney sınırı Türkiye iledir. Ayrıca ülkenin elektrik enerji ihtiyacını, Türkiye karşılamaktadır. Acaristan için Türkiye, dünyaya açılması bakımından bir pencere görevini üstlenmektedir
13 Ekim 1921 tarihli Kars Antlaşması gözden geçirildiğinde, Türkiye, Acaristan topraklarını bazı şartlara bağlı kalınarak Gürcistan'a bırakmıştır. Bunların basında, Acaristan topraklarına geniş bir özerk statü verilmesi ve Batum limanından Türkiye'nin de yararlanması vardır. Bu hususlar, Gürcistan anayasasının 80. , Acaristan anayasasının 67. maddelerinde de ayrıca teyit edilmektedir. Ancak, bugün Gürcistan hükümeti, Acaristan Özerk Cumhuriyeti'ni tanınamazlıktan gelmekte ve müslüman Acarlar'a, atalarının Gürcü olduklarını, Gürcüce dili konuştuklarını ve 1801 yılından önce bu topraklarda yaşadıklarını ispatlamak kaydıyla vatandaşlık hakkı vermektedir. Acaristan'ın içinde bulunduğu bu sıkıntılı durum bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Gerçek çözüm ise, özerk bir statüye sahip olan Acaristan'ın, tam bir bağımsızlığa kavuşması ile gerçekleşebilir.
 
Akrabâsının yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz. Akrabâyı koruyup gözeten kişi, kendisiyle alâkayı kestikleri zaman bile, onlara iyilik etmeye devâm edendir.” (Buhârî, Edeb, 15; Ebû Dâvûd, Zekât, 45; Tirmizî, Birr, 10)
 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol